2018 Yıllık Faaliyet Raporu
PODEM
PODEM olarak geçtiğimiz yıl, “Toplumsal Diyalog”, “Göç Çalışmaları”, “Toplumsal Algı,” “Ortadoğu ve Kuzey Afrika Çalışmaları,” ve “Türkiye ve Avrupa” çalışma alanlarımız çerçevesinde farklı toplumsal ve siyasi kesimlerin bir araya geldiği toplantılar düzenledik ve çeşitli yayınlara imza attık. 2018 yılına ait Faaliyet raporumuzda geçtiğimiz sene boyunca PODEM olarak hayata geçirdiğimiz tüm etkinlikler ile derneğimizin yıllık mali tablolarına yer vermekteyiz.
2018 PODEM Faaliyet raporuna ayrıca yandaki sekmeden ulaşabilirsiniz.
Önsöz
PODEM olarak Şubat 2019’da dördüncü senemizi geride bıraktık. Bu süre zarfında, ortaklıkları genişlemiş, proje konuları çeşitlenmiş, kadrosu ve uzman ağı oturmuş finansal yapısı güçlenen etkin bir düşünce kuruluşuna dönüştük. PODEM’in bağımsız ve etkili bir kurum olarak yurt içi ve yurt dışında bilinirliği ve görünürlüğü arttı. Kurulduğu günden bu yana kapsamlı araştırma projelerinde ortaklıklar üstlenen PODEM uluslararası konsorsiyum ve araştırmalara liderlik edecek bir seviyeye ulaştı.
Tüm çalışmalarımızı gerçekleştirirken tarafsız bir bakış açısıyla kamuya etki etme ve siyaset yapıcılara yol gösterme hedefimizi koruduk. Önümüzdeki dönemde PODEM’in kamuoyundaki görünürlüğünü daha da artırmayı hedefliyoruz. PODEM’in beşinci senesinde uzun süreli projeler almak da bir diğer hedefimiz. Bunu gerçekleştirirken mevcut ortaklıklarımızı sürdürüyor ve özellikle Avrupa Birliği tarafından fonlanan geniş çaplı araştırma proje çağrılarına başvurular yapıyoruz.
2019 yılı Nisan ayında Türkiye ve AB ülkelerinden üniversite seviyesindeki gençlerin siyasi ve toplumsal değişimlere bağlı olarak değer yargılarının nasıl şekillendiğini ve demokrasi, insan hakları ve hoşgörü gibi temel toplumsal değerlere bakış açılarını karşılaştırmalı bir perspektif üzerinden analiz edeceğimiz yeni bir araştırma projesine başlıyoruz. Yine 2019’da Almanya merkezli Berghof Vakfı ile PODEM’in kuruluşundan beri devam eden stratejik ortaklığımızı 2 yıl daha uzatmak için Alman Dışişleri Bakanlığı’na proje başvurumuzu yapacağız.
Türkiye’de son dönemdeki siyaset alanında yaşanan gelişmelerin toplumsal zemine nasıl yansıdığını anlamak, toplumun farklı kesimlerinin benimsediği siyasi ve kültürel normları, hayat tarzlarını, siyasi değerlendirmelerini açığa çıkarmak ve siyasi/sınıfsal kutuplaşmanın bugün hangi dinamikler üzerine kurulduğunu değerlendirmeyi hedefleyen bir kamuoyu araştırması gerçekleştirmek de hedeflerimiz arasında.
PODEM proje ve çalışmalarının Türkiye’nin siyasi ve sosyal yaşamına olumlu etkisini hep birlikte tecrübe edeceğimiz başarılı bir yıl dileğiyle, tüm üyelerimize ve bağışçılarımıza destekleri için çok teşekkür ederiz.
Aybars Görgülü
Genel Direktör
Toplumsal Diyalog ve Bölgesel Eşitsizlikler
İş Dünyasının Toplumsal Diyalog ve Bölgesel Kalkınmadaki Rolü
Projenin Amacı
2018 yılı boyunca, Berghof Vakfı işbirliğinde yürüttüğümüz iş dünyası çalışmalarıyla, Türkiye’nin batısı ve doğusundan iş insanlarını bir araya getiren diyalog platformları oluşturduk. Yürüttüğümüz çalışmalarda, Doğu ve Güneydoğu bölgelerinde uzun yıllardır çözülmemiş sosyal, siyasi, ekonomik ve kültürel sorunları bugünün perspektiftyle analiz etmeyi, farklı ülkelerden benzer vaka çalışmalarını değerlendirmeyi ve Türkiye’de neler yapılabileceğine dair tartışma ortamı yaratmayı amaçladık. Gerçekleştirdiğimiz aktivitelerde, Türkiye’deki bölgesel eşitsizliklerin sosyo-ekonomik koşullar ve beklentiler doğrultusunda giderilmesi için neler yapılabileceğini tartışmayı, Kürt meselesinin bugünkü dinamiklerini analiz etmeyi, iş dünyası ve sivil toplumdan temsilcilerle birlikte politika önerileri geliştirmeyi ve toplumsal diyalog ortamının tesisine katkıda bulunmayı hedefledik.
Yapılan Görüşmeler ve Hedef Kitle
Proje kapsamında, Türkiye’ye benzer zorlu siyasi ve ekonomik süreçlerden geçmiş, bölgesel eşitsizliklerin yoğun yaşandığı farklı ülkelerden ve Türkiye’deki şehirlerden başarılı bölgesel ve yerel kalkınma örneklerini birlikte tartışmak üzere yurtiçinde ve yurtdışında toplantılar düzenledik. Bu toplantılarda, katılımcılarla Türkiye’deki koşullar özelinde öneriler geliştirdik, yapılabilecekler üzerine birlikte düşündük ve tartıştık. Çalışmalarımızda Türkiye’nin farklı bölgelerinden ticaret ve sanayi odası başkanları, batıdan ve yoğunluklu olarak doğu illerinden iş dünyası temsilcileri, siyasa yapıcılar, uluslararası sivil toplum kuruluşları ile bölgesel eşitsizlik ve kalkınma alanlarından uzmanlar yer aldı. 2018 yılı içerisinde İstanbul ve Mardin’de toplamda 2 toplantı ve Londra- Belfast şehirlerine 1 çalışma ziyareti düzenledik.
Proje Çıktıları
Çalıştay
Zor Zamanlarda Ekonomik Büyüme ve Bölgesel Kalkınmanın Önündeki Engeller
19 Nisan 2018’de, İstanbul’da düzenlediğimiz toplantıda, son dönemde siyasi ve sosyal alanda yaşanan zorlukların ve oluşan ekonomik belirsizliklerin, Türkiye’nin genel ve bölgesel ekonomik performansı ve bölgesel kalkınma hedeflerine etkisini ekonomi uzmanları ve iş dünyasından temsilcilerle tartışmaya açtık.
Toplantıdan Notlar
- Benzer zorlu süreçlerden geçmiş ülkelerde başarılı olmuş bölgesel kalkınma ve toplumsal diyalog metotlarını inceleyerek Türkiye için önerilerin oluşturulması,
- Türkiye’deki ekonomi alanında ve bölgesel bazda uygulanan teşvik programları ve planlarına yönelik modellerin tartışılması,
- Özellikle Doğu ve Güneydoğu bölgelerindeki devlet/özel-sektör dağılım dengesinin ekonomi analizlerinde üzerinde durulması gereken bir konu olduğu,
- Farklı sivil toplum kurumlarını bir araya getirecek çalışmaların yapılması gerektiği,
- İş dünyası grupları içerisindeki farklılıkların ortak bir hedef aracılığı ile aşılmasının önemi ve ekonomiye olası getirilerinin tartışılması,
- Çatışma ortamının olumsuzluklarını analiz edecek çalışmaların gerekliliğini
önümüzdeki dönemde üzerinde durulması gereken başlıklar olarak değerlendirdik.
Çalışma Ziyareti
Birleşik Krallık (Londra ve Belfast)
26-30 Haziran 2018 tarihleri arasında Londra ve Belfast şehirlerine bir çalışma ziyareti gerçekleştirdik. Bu çalışma ziyaretinin temel amacı, iş dünyasının çatışma dönüşümü ve toplumsal diyaloğun ve barışın sağlanmasındaki rolünü “Kuzey İrlanda Barış Süreci” örneği üzerinden irdelemek ve benzer alanlarda farklı ülke deneyimlerini birlikte tartışabileceğimiz bir zemin oluşturmaktı. Londra ve Belfast’ta, barış süreçlerinde ekonomi, iş dünyası ve sivil toplum aktörlerinin rollerine odaklanan toplantılar ve görüşmeler gerçekleştirdik.
Ziyaret Sırasında Öne Çıkan Bulgular
- Toplumsal taleplerin ve beklentilerin toplumun farklı kesimleri tarafından bilinmesi ve sahiplenilmesine katkı sunacak, farklı sivil toplum aktörlerinin bir araya geldiği diyalog çalışmalarının yapılması gerektiği,
- Geçmiş deneyimlerden faydalanarak tüm tarafların yaşanılanlarla somut ve objektif bir biçimde yüzleşmesinin önemli ve gerekli olduğu,
- İş dünyasının farklı toplumsal aktörleri temsil edebilecek düzeyde bir araya gelip ortak iyi etrafında anlaşabilmesi ve süreç boyunca kararlılığını ve temel prensiplerde tek sesliliğini koruyabilmesinin kritik önemde olduğu,
- İş dünyasına paralel olarak farklı sivil toplum aktörlerinin ortak paydada birleşebileceği diyalog zemininin yaratılmasının önemi,
- Geniş katılımlı çalışmalarda karar alıcı mecralar ile sivil toplum diyaloğunun yapıcı yönde sürdürülmesi için tüm taraflarca çaba sarf edilmesi gerektiği,
- Siyasi ve toplumsal aktörlerin süreç içerisindeki tüm aşamalarda birlikte çalışabileceği diyalog ortamının tüm taraflarca yaratılması ve korunmasının gerekli olduğu görüşleri üzerinde durdu.
Toplantı
Türkiye’deki Güncel Gelişmeler Işığında Toplumsal Diyalog ve Sosyoekonomik Kalkınma
İş dünyası ile gerçekleştirdiğimiz çalışmaların devamında 5 Ekim 2018 tarihinde, Mardin’de bir toplantı düzenlendik. Doğu ve Güneydoğu bölgeleri ağırlıklı olmak üzere iş dünyası temsilcilerinin bulunduğu toplantıda, iş dünyasının toplumsal diyaloğun desteklenmesi ve sosyo- ekonomik koşulların iyileştirilmesinde oynayabileceği role yönelik örnekleri ve önerileri tartıştık.
Toplantıdan Notlar
Katılımcılar, iş dünyasının sosyo-ekonomik eşitsizliklerin giderilmesi konusunda yapabilecekleri üzerine bu minvalde yapılan toplantıların, çalıştayların ve yayınların devam etmesinin ve ilgili paydaşlarının artırılarak çıktıların toplumun geniş kesimleriyle paylaşılmasının önemini vurguladılar. Bölgesel eşitsizlikler ve yerelde kalkınma perspektiftne odaklanan toplantıda, yerel değerlerin kamuyla iş birliği ve uluslararası organizasyonların desteğiyle sunabilecekleri katkıya da değindik. Bu kapsamda ülkedeki siyasi iklimin de iş dünyasına alan tanımasının önemi ve gerekliliği üzerinde durduk.
Orta Doğu ve Kuzey Afrika Çalışmaları
MEDRESET
Avrupa Birliği’nin Akdeniz ve Orta Doğu Politikalarının Değerlendirilmesi
Projenin Amacı
PODEM olarak Avrupa Birliği’nin (AB), son dönemdeki siyasi, ekonomik ve toplumsal gelişmelere bağlı olarak Akdeniz ülkelerine yönelik pozisyonu ve politikalarının bölgedeki ülkeler tarafından nasıl algılandığı anlamak ve analiz etmek amacıyla 9 ülkede (Fas, İran, İsrail, S. Arabistan, Tunus, Katar, Mısır, Lübnan ve Türkiye) kapsamlı bir araştırma yürüttük. Avrupa Komisyonu’nun UFUK 2020 Programı çerçevesinde yürüttüğümüz “MEDRESET” Projesi, AB’nin özellikle Arap Baharı sonrası bölgenin hızla değişen siyasi, toplumsal ve ekonomik dinamiklerine uyumlu politikalar geliştirememesi ve güvenlikçi uygulamalarına eleştirel bir bakış sunuyor. Bu araştırma ile AB’nin Akdeniz ülkeleriyle olan ilişkilerinde stratejik önceliklerin ve politikaların yeniden gözden geçirilmesine katkı sağlamayı hedefledik.
Araştırma sürecinde farklı paydaşlarla bir araya gelerek Akdeniz bölgesinin siyasi, ekonomik ve toplumsal düzeyde AB’ye yaklaşımını ve aynı zamanda bu ülkelerin iç dinamiklerini mercek altına aldık. Araştırmanın yürütüldüğü ülkeler üzerine hazırlanan raporlar ve analiz çalışmalarının Avrupa ve Türkiye’deki kamuoyu ile özellikle politika yapıcılar ve bu alanda çalışan uzmanlar için referans kaynağı olmasını amaçlıyoruz.
Yapılan Görüşmeler
Araştırma ekibimizle belirtilen ülkelerde kapsamlı bir saha çalışması yürüttük ve Temmuz 2017-Mayıs 2018 döneminde 169 derinlemesine mülakat gerçekleştirdik.
Saha çalışmasına dayanarak hazırladığımız raporlar akademisyenler, politika yapıcılar, kamu yetkilileri, sivil toplum üyeleri, medya çalışanları ve iş insanları ile yaptığımız görüşmelerin bulgularını yansıtırken, aynı zamanda bu ülkelerin siyasi, toplumsal ve ekonomik düzlemdeki mevcut sorunlarına ve beklentilerine ilişkin zengin bir analiz sunuyor.
Hazırladığımız ülke raporlarının tamamı 2019 yılının ilk aylarında Peter Lang Publishing tarafından kitap olarak yayınlanacak. Proje ekibi olarak hazırladığımız yayınımızı, başta AB yetkilileri ve politika yapıcılar olmak üzere Türkiye ve yurtdışı kamuoyuna sunmayı amaçlıyoruz.
Proje Çıktıları
Araştırma Yayını
The Remaking of the Euro-Mediterranean Vision: Challenging Eurocentrism with Local Perceptions in the Middle East and North Africa
Yayın Editörü: Aybars Görgülü, Gülşah Dark
Yayın dili: İngilizce
Yayının içerisinde yer alan ülke raporları:
EGYPT: “Egyptian Elite’s Views on Egypt, and its Relations with the EU”
Yazar: Arab Studies Intitute – Research and Methodologies (ASI-REM)
IRAN: “EU–Iran Relations: Iranian Perceptions and European Policy”
Yazar: David Ramin Jalilvand
LEBANON: “Lebanese Elite’s Views on Lebanon, and its Relations with the EU”
Yazar: Karina Goulordava and ASI-REM
MOROCCO: ‘’Revisiting the Role of the EU in the Neighbourhood: Moroccan Elite Perceptions on the EU and its Policy Impact in the Mediterranean”
Yazarlar: Omar Iharchane, Gülşah Dark, Samir Bennis, Zeynep Gülöz Bakır
QATAR: ‘’Towards a Viable EU–Gulf Engagement: Qatari Perceptions of the EU and Its Policies in the Region” Yazar: Aybars Görgülü
S. ARABIA: “Saudi Arabia’s Relations with the EU and Its Perception of EU Policies in MENA”
Yazar: Sabiha Senyücel Gündoğar
TUNISIA: “An Outlook on Tunisian Elite Stakeholders’ Perspectives on the EU and Its Policy Preferences in Tunisia and the Mediterranean”
Yazarlar: Patrick P. Parks, Zeynep Gülöz Bakır
ISRAEL: ‘’Israel, the EU, and the Mediterranean: Understanding the Perceptions of Israeli Elite Actors”
Yazarlar: Nimrod Goren, Eyal Ronen, Emir Bayburt
TURKEY: “Attitudes Towards the EU and its Presence in the Mediterranean: Perceptions of Elite Actors in Turkey” Yazar: Gülşah Dark
Final raporu ve politika notu:
“EU Seen from the Outside: Local Elite Perceptions on the Role and Effectiveness of the EU in the Mediterranean Region”
Yazar: Gülşah Dark
“Elite Survey: How Local Elites Perceive the EU and its Policies in the Mediterranean”
Yazar: PODEM
Araştırma Bulguları
- Avrupa Birliği’nin, üye devletlerin Akdeniz ülkeleriyle ikili ilişkilerinde önceliklendirdiği ulusal menfaatleri ve politikaları sebebiyle arka planda kaldığı ve Akdeniz bölgesinin tamamına yönelik kapsayıcı bir politika geliştiremediği belirtiliyor.
- AB, Akdeniz ülkelerinin genelinde etkin bir siyasi ve ya askeri güç olarak görülmüyor ve daha çok ekonomik, ticari ve kalkınma odaklı faaliyetleri üzerinden değerlendiriliyor.
- Son dönemde baş gösteren göç krizi ile birlikte AB’nin bölgeye yönelik güvenlikçi politikalarının yoğunlaştığı gözlemleniyor. AB’nin mevcut politikalarının demokrasi ve insan hakları özelinde savunduğu değerler ile çeliştiği algısı yaygın. Dolayısıyla AB’nin demokrasi alanında bölgeye uzun vadede olumlu etki edemeyeceği düşünülüyor.
- Kuzey Afrika bölgesine kıyasla İran, Katar ve Suudi Arabistan ülkeleri coğrafi konumları da hesaba katıldığında AB ile daha çok üye devletler veya Körfez Ülkeleri İşbirliği Konseyi gibi uluslararası platformlar aracılığıyla ilişkilerini sürdürüyor. Bu ülkelerdeki AB algısı ise daha çok ekonomik ve ticari faaliyetler üzerinden şekilleniyor.
- Körfez Krizi ve İran Nükleer Anlaşması (JCPOA) gibi son dönemde yaşanan gelişmelere bağlı olarak İran ve Katar ülkelerinin AB ile daha yakın işbirliği kurabileceği ifade ediliyor.
- İsrail’deki uzmanlar AB’nin yalnızca maddi kaynak sağlayan bir mekanizma olarak bölgede etkin bir aktör olamayacağı görüşünü paylaşıyor. Bununla birlikte AB, İsrail için stratejik bir mütteftk olmasına rağmen Filistin Sorunu konusunda AB’nin sergilediği tavrın siyasi alanda İsrail’i AB’ye yakınlaşmaya zorladığı ifade ediliyor.
- Araştırmaya dahil edilen diğer ülkelere kıyasla Türkiye-AB ilişkileri Türkiye’nin aday ülke statüsü sebebiyle oldukça dinamik bir seviyede ilerliyor. Bununla birlikte Türkiye’nin üyelik sürecinin inişli çıkışlı seyri nedeniyle AB algısının toplum nezdinde olumsuz etkilendiği belirtiliyor.
- Yine Türkiye özelinde Suriyeli mülteci krizi ve gümrük birliği alanlarında AB ile aktif işbirliğinin devamı önemseniyor.
Konferans
14 Aralık 2018’de İstanbul Marmara Üniversitesi’nde “Değişen Küresel ve Bölgesel Düzlemde AB-Akdeniz İlişkilerine Yeniden Bakmak” (Re- thinking Euro-Mediterranean Relations in a Changing Regional and Global Setting) başlıklı bir konferans gerçekleştirdik. Açılış konuşmasını AB’nin Türkiye Delegasyonu Başkanı Büyükelçi Christian Berger’in gerçekleştirdiği konferansta Avrupa, MENA bölgesi ve Türkiye’den uzmanların yanı sıra akademisyenler ve lisans/yüksek lisans öğrencileri katılım gösterdi. Konferansta AB-Akdeniz ilişkilerinin seyrini güncel siyasi ve ekonomik gelişmeler üzerinden ele alarak hem bölgeyi hem de AB’yi son dönemde yakından etkileyen mülteci krizini tartışmaya açtık.
Proje Ara Değerlendirme Toplantısı
14 Aralık 2018 tarihinde ise İstanbul’da proje üyelerine kapalı bir değerlendirme toplantısı düzenledik. Toplantıda proje sürecindeki aktivitelerin genel durumu ve gelecek aktivitelerin planlanmasına ilişkin çalışmaları değerlendirdik.
Konferans
Beyrut Amerikan Üniversitesi’nin MEDRESET projesi kapsamında düzenlediği “Resetting Euro-Mediterranean Relations” (AB-Akdeniz İlişkilerini Yeniden Konumlandırmak) başlıklı konferansa katıldık. 4 Haziran 2018 tarihinde gerçekleştirilen konferansta proje çerçevesinde gerçekleştirilen saha araştırmalarının temel bulguları AB Delegasyonu Lübnan yetkilileri ve ilgili sivil toplum üyeleri ve akademisyenlerle paylaşıldı.
Proje Ara Değerlendirme Toplantısı
4 Haziran’da gerçekleştirilen konferansın ardından 5 Haziran tarihinde proje üyelerinin mevcut çalışmalardaki durumunun ve gelecek aktivitelerinin gündeme alındığı, yine Beyrut’ta düzenlenen iç değerlendirme toplantısına katıldık.
MENARA
Orta Doğu ve Kuzey Afrika Bölgesindeki Değişimlerin Haritalandırılması, Bölgesel Düzen ve Yerel Dönüşümler
Projenin Amacı
Orta Doğu ve Kuzey Afrika (MENA) bölgesi, 2011’de Arap Baharı’nın bölgeyi etkisi altına alması ve sonrasında ivmesini kaybetmesini takiben, son on yılda siyasi ve toplumsal dinamiklerin değişkenlik gösterdiği ve buna bağlı olarak bölgesel düzenin yeniden şekillendiği bir sürece girdi. Avrupa Komisyonu’nun UFUK 2020 programı kapsamında desteklediği ve konsorsiyum üyesi olarak dahil olduğumuz MENARA Projesi ile son dönemde bölgede yaşanan jeopolitik değişimleri; bölgesel/küresel aktörlerin pozisyonlarını ve bölgenin süregelen siyasi ve toplumsal sorunlarını inceleyerek Avrupa Birliği ve uluslararası topluma bölgenin ihtiyaçları doğrultusunda politika önerileri sunmayı hedefledik.
Proje dahilinde katıldığımız ve organizasyonunu gerçekleştirdiğimiz etkinliklerde Orta Doğu ve Kuzey Afrika bölgeleri özelinde çalışan farklı paydaşlarla bir araya gelerek kurumsal ağımızı zenginleştirdik. Bununla birlikte Orta Doğu ve Kuzey Afrika’ya yönelik gelecek çalışmalar için demograftk toplumsal gruplara (örn. gençlerin refah seviyesi, gelecekten beklentileri ve kalkınmadaki rolü) odaklanabileceğimiz potansiyel araştırma temaları oluşturmaya başladık.
Proje Çıktıları
Proje sürecinde, MENA bölgesel dinamiklerinin farklı tematik konularla işlendiği (örn. Suriye savaşı; Libya krizi; Filistin sorunu; Cezayir-Fas ilişkileri) raporlarının koordinatörlüğünü yürüttük ve raporlara içerik katkısında bulunduk. Ayrıca, Türkiye’deki göç yönetimi ve Suriyeli sığınmacılara yönelik toplumsal uyum çalışmalarının ele alındığı raporlara saha çalışmaları ile katkıda bulunduk.
Rapor
“Exploring Refugee Movements in the Middle East Regional Context: Responses to Syrian Crisis in Lebanon and Turkey”
Yazarlar: Sabiha Senyücel Gündoğar, Gülşah Dark
Yayın dili: İngilizce
Yayınlanan raporun Türkiye odaklı bölümünü hazırladığımız bu çalışma için Suriyeli toplumun yoğunluklu olarak yaşadığı Gaziantep ve İstanbul’da saha çalışması yürüterek göç idaresi ve kalkınma ajansı yetkilileri, sivil toplum üyeleri ve göç çalışmaları uzmanlarıyla görüştük. Bu çalışma ile, Türkiye’nin siyasi ve toplumsal gündeminde özellikle Suriye savaşı sonrası öne çıkan göç dalgası ve Suriyeli toplumun Türkiye’deki mevcut durumuna dair AB dahil olmak üzere uluslararası kamuoyuna genel bir perspektif sunduk.
Temel Öneri ve Bulgular
- Saha araştırmamız sırasında görüştüğümüz uzmanlara göre, özellikle Türkiye’deki Suriyeli topluma yönelik uzun vadeli toplumsal uyum politikalarının geliştirilmesine dair adımların teşvik edilmesi gerekiyor.
- Görüşmecilerimize göre, Türkiye’nin Suriyeli topluma yönelik yapıcı politikaları takdirle karşılanıyor ve bu alanda ulusal/ uluslararası düzeyde politika yapıcılara öneriler sunacak çok- uluslu çalışmaların gerçekleştirilmesi PODEM olarak göç çalışmaları alanındaki araştırmalarımıza önümüzdeki dönemde de sürdürmeyi hedefliyoruz.
Araştırma Raporlarımız (Yayın dili: İngilizce)
“The Mirage of Regionalism in the Middle East and North Africa Post-2011” (2018)
Yazarlar: Rafaella A. Del Sarto, Eduard Soler i Lecha
“The Gaza Equation: The Regional Dimension of a Local Conflict.”
(2018)
Yazar: Andrea Dessi, Lorenzo Kamel
“Regional Powers and The Production of Insecurity in the Middle East.” (2018)
Yazar: Waleed Hazbun
“Migration Dynamics in Play in Morocco: Trafficking and Political Relationships and Their Implications at the Regional Level” (2018)
Yazar: Mehdi Lahlou
“Jihadist Groups in North Africa and the Sahel: Between Disintegration, Reconfiguration and Resilience.” (2018)
Yazar: Djallil Lounnas
“The Libyan Security Continuum: The Impact of the Libyan Crisis on the North African/Sahelian Regional System.” (2018)
Yazar: Djallil Lounnas
“The Links Between Jihadi Organizations and Illegal Trafficking in the Sahel.” (2018)
Yazar: Djallil Lounnas
“Algeria-Morocco Relations and Their Impact on the Maghrebi Regional System.” (2018)
Yazarlar: Djallil Lounnas, Nizar Messari
“Refugee Movements in the Middle East: Old Crises, New Ideas.”
(2019)
Yazar: Shaden Khallaf
“The Implications of the Syrian War for new Regional Orders in the Middle East.” (2018)
Yazar: Rahmi G. Khouri
“Palestine and the Arab-Israeli Conflict: 100 Years of Regional Relevance and International Failure” (2018)
Yazar: Karim Makdisi
MENARA Projesi’nden Öne Çıkan Bulgular
- Özellikle ABD’nin Orta Doğu’da azalan etkinliği ve Avrupa ülkelerinin sınırlı rolü hesaba katıldığında, bölgesel ve küresel aktörler arasındaki güç rekabeti ve çatışmalar Arap Baharı sonrası dönemde giderek artış gösteriyor.
- Irak, Yemen ve Suriye gibi savaş mağduru ve devlet mekanizmasının işlevini yitirdiği ülkeler, küresel ve bölgesel aktörler arasında hamle sahalarına dönüşüyor.
- Kuzey Afrika’da tarihsel açıdan problemli seyreden Fas ve Cezayir ilişkileri, Mağrip’teki dengelerde belirleyici rol oynamaya devam edecek.
- Suriye iç savaşında yaşanan insani krize ve hak ihlallerine karşı uluslararası toplumun daha sert yanıt vermesi gerekiyor.
- Arap ülkeleri ve İsrail arasındaki çekişmenin bölgenin birincil gündem konusu olmamaya başladığı ve siyasi açıdan güçlü ülkelerin oluşturduğu ittifakların ve bu durumun beraberinde getirdiği güç dengelerinin daha belirleyici olduğu görülüyor.
- MENA bölgesinde siyasi ve askerî açıdan zayıf ülkelerdeki yerleşik devlet dışı aktörler (örn. milis ve terörist gruplar) siyasi gücün paydaşları haline geliyor.
- Basra Körfezi’ndeki ülkeler arasında yoğunlaşan güç çekişmesi bölgenin siyasi dinamiklerinin şekillenmesinde önemli bir faktör olarak öne çıkıyor.
- MENA bölgesinde Körfez Arap Ülkeleri İşbirliği Konseyi ve Arap Birliği gibi işbirliği platformları bölgesel istikrarın sağlanmasına yönelik politikalar geliştiremiyor ve bu platformlara üye devletler arasındaki ikili işbirlikleri giderek önem kazanıyor.
- Silahlı çatışmalar ve savaş sonrası göç dalgaları göz önüne alındığında bölge ülkelerinde insan ve silah kaçakçılığı oranları artıyor ve kaçakçılık, özellikle terör gruplarının temel ekonomik kaynaklarından biri haline geliyor.
Toplantı
‘’Orta Doğu ve Kuzey Afrika Bölgesinde Sosyo-Ekonomik Kalkınma: Uluslararası Kuruluşların Rolü ve Etkisi’’
Uluslararası düzeyde paydaşları bir araya getirdiğimiz 15 Kasım 2018 tarihli toplantı ile MENA bölgesinin sosyo-ekonomik düzlemde karşılaştığı zorluklara yönelik uluslararası kuruluşların yaklaşımlarını, faaliyetlerini ve etkilerini tartışmaya açan geniş katılımlı bir etkinliğe İstanbul’da ev sahipliği yaptık. Birleşmiş Milletler (BM) Mülteciler Yüksek Komiserliği ve BM Kalkınma Programı’nın yetkilileri, Avrupa Birliği Türkiye Delegasyonu ve Türkiye Dışişleri Bakanlığı AB Başkanlığı gibi kurumların temsilcilerinin katıldığı toplantıda Avrupa, Orta Doğu ve Kuzey Afrika ülkelerinden ilgili uzmanlar; akademisyenler ve sivil toplum üyeleri bir araya geldi.
Toplantıdan Öneriler
- MENA bölgesindeki aktif yerel ve uluslararası organizasyonların bölgenin karşılaştığı ekonomik ve toplumsal sorunların çözümüne yönelik belirgin bir stratejileri yok. İhtiyaç analizlerinin yapılmasına rağmen pratikteki uygulamalar yetersiz kalıyor.
- Toplumsal aktörlere daha kapsayıcı yaklaşan bir sivil toplum tanımının geliştirilmesi ve uluslararası kuruluşların, yerel aktörlerle işbirliğinin artırılmasında, mevcut standartları yeniden gözden geçirilmesi gerekiyor.
- Uluslararası kuruluşlar, kamu ve özel sektörle daha yakın çalışma ilişkisi kurmalı.
- Politikleştirilen alanlar dışında gençlik, medya özgürlüğü, kadın hakları ve çevre gibi daha geniş etki yaratılabilecek alanlarda çalışmalar artırılmalı.
Konferans
“Orta Doğu’da Bölgesel Düzenin Değişimi”
18 Nisan 2018’de, Budapeşte’de düzenlenen “Orders and Disorders in the Middle East” (Orta Doğu’da Bölgesel Düzenin Değişimi) başlıklı konferansa katıldık. Corvinus Üniversitesi’nde gerçekleşen toplantıda yerel ve bölgesel seviyede Orta Doğu ve Kuzey Afrika’yı etkileyen askeri çatışmalar; devlet dışı aktörlerin rolü ve göç/mülteci krizi gibi faktörler, Avrupa ve MENA bölgesinden katılan uzmanlarla tartışıldı. Konferansın ardından 19 Nisan 2018 tarihinde gerçekleştirilen proje değerlendirme toplantısında yer aldık.
Proje Ara Değerlendirme Toplantısı
26 Ekim 2018’de, Kopenhag’da bir değerlendirme toplantısına katıldık. MENARA Projesindeki aktivitelerin genel durumu ve gelecekte yapılacak çalışmaların planlanmasına ilişkin konuları diğer proje partneriyle görüştük.
Türkiye ve Avrupa
Türkiye- Avrupa Birliği Ortak Zemin ve Dİyalog Toplantıları
Projenin Amacı
Son dönemde Türkiye, Avrupa Birliği ve Avrupa ülkeleri arasındaki ikili ilişkilerde yaşanan inişli çıkışlı süreçte öne çıkan sorun alanlarının ve yaşanan siyasi ve teknik anlaşmazlıkların tartışılabileceği bir diyalog ortamı yaratmak amacıyla Türkiye ve Avrupa Birliği’nden ilgili temsilcilerin katıldığı toplantılar düzenledik. Basına kapalı bu toplantılarda fikir, beklenti ve görüşlerin rahatça değerlendirilebileceği bir ortam yaratmayı hedefledik ve proje kapsamında 2018 yılı süresince İstanbul ve Ankara’da iki toplantı düzenledik.
Yapılan Görüşmeler ve Hedef Kitle
Proje çerçevesinde AK Parti Dış İlişkiler Başkanlığı ile etkin bir iş birliği kurduk ve ayrıca Dışişleri Bakanlığı, Avrupa Birliği Başkanlığı, Cumhurbaşkanlığı ve ana muhalefet partisinden temsilcilerle görüşmeler yaptık. Yapılan görüşmelerin ardından toplantılara katkı sağlayacak uzman ve yetkilileri daha önceden oluşturulan Avrupa Birliği ile diyalog platformuna dahil ettik.
Proje Çıktıları
Toplantı
Türkiye-Avrupa Birliği Ortak Zemin ve Diyalog Çalışması: Ankara ve İstanbul Toplantıları
21 Şubat 2018’de Ankara’da ve 2 Ekim 2018’de İstanbul’da gerçekleştirdiğimiz toplantılarda; (1) Avrupa Birliği ve Türkiye arasındaki ilişkiler, (2) Türkiye’de son dönemde yaşanan ekonomik ve siyasi gelişmeler, (3) Suriye’deki bölgesel dinamikler ve Suriyeli mültecilerin durumu hakkında ilgili üst düzey bürokrat ve temsilcilerin görüşlerini paylaştığı samimi bir tartışma ve iletişim platformu yarattık.
Öne Çıkan Noktalar
- Katılımcılar, enformel formatla gerçekleştirdiğimiz bu toplantıların iletişimi güçlendirmesi açısından önemini vurgulayıp, yaratılan diyalog ortamının sivil toplum aracılığıyla mutlaka devam etmesi gerektiğini belirttiler.
- Türkiye’den katılan temsilciler, günümüz koşullarında Türkiye’nin içerisinde bulunduğu durumu Avrupalı aktörlere anlatabilmenin böyle samimi platformlarda çok daha etkili olduğunu belirttiler.
- Avrupa Birliği’nden temsilciler, Türkiye’deki gelişmeler konusunda kendi kamuoylarında çok bilgi kirliliği olduğunu ve bu toplantılar sayesinde birincil ağızdan bilgi alıp sorularını iletebildiklerini belirttiler.
Güvenlik ve Demokrasi Çalışmaları
Demokratik Polis –Toplum İlişkisine Doğru: Polisin Topluma ve Kendi Mesleğine Yönelik Algısı
Projenin Amacı
Ankara Norveç Büyükelçiliği tarafından desteklenen projemizde, Türkiye çapında farklı birimlerde görev yapan polislerle 2016 yılı içerisinde kapsamlı saha çalışmaları yaptık. Gerçekleştirdiğimiz saha çalışmalarında, polisin, kendi mesleğiyle ilgili algısını, ideal polis anlayışını, polis eğitimini ve kurumsal yapıya yönelik duyduğu ihtiyaçları değerlendirdik. Proje etkinliklerimiz aracılığıyla, son yıllarda özellikle eğitim alanında yapılan değişiklikleri ve düzenlemelerin sonuçlarını ve toplumun farklı kesimlerinin polise dair değişen algılarının kökenlerini sorgulamayı ve kamuoyuyla paylaşmayı hedefledik.
Proje Çıktıları
Çalıştay
Uzman Çalıştayı: “15 Temmuz Darbe Girişimi Sonrası Türkiye’deki Güvenlik Kurumlarına Bakış”
10 Mayıs 2018’de, İstanbul’da, ‘’15 Temmuz Darbe Girişimi Sonrası Türkiye’deki Güvenlik Kurumlarına Bakış’’ başlıklı bir uzman çalıştayı gerçekleştirdik. Toplantıda saha araştırmasını 2016 yılında tamamladığımız polis çalışmasının bulgularını güncel gelişmeler kapsamında değerlendirmek amacıyla ilgili güvenlik birimleri ve uzmanlarla yürütülmüş izlenim çalışmasının sonuçlarını ve 15 Temmuz darbe girişimi sonrasında ilan edilen OHAL döneminde güvenlik kurumlarının nasıl bir dönüşümden geçtiği konusunu tartışmaya açtık.
Toplantıdan Notlar
- Avrupa Birliği’yle müzakerelerin yoğunlaştığı dönemlerde reform sürecine giren iç güvenlik birimlerinin, darbe girişiminden sonraki dönemde ve OHAL süreçlerinde içine kapanma eğilimi gösterdiği ve kurum içerisindeki güven ilişkilerinin olumsuz etkilendiği,
- Güvenlik politikalarının gündelik hayata yansımalarının çalışılmasına ihtiyaç olduğu,
- Sivil toplum kurumları ve akademide güvenlik çalışmaları kapsamında Türkiye’ye odaklanan çalışmaların az olduğu ve bu alanda uzman eksikliğinin varlığı,
- Güvenlik kurumları ve sivil toplum arasındaki ilişkiye dair farklı toplumsal aktörlerin katılacağı derinlikli düşünsel tartışmalara ihtiyaç olduğu konularını birlikte tartıştık.
Rapor
Araştırma raporunu 2019 yılının ilk yarısında tamamlamayı ve ilgili sosyal, siyasi aktörler ve kamuoyuyla paylaşmayı hedefliyoruz.
Toplumsal Algı Çalışmaları
Türkiye’de Kadınların Siyaset, Ekonomi ve Toplumsal Meselelere Dair Algı ve Tutumları Araştırması
Projenin Amacı
Ankara Norveç Büyükelçiliği’nin desteği ve kamuoyu araştırmasını Yaşama Dair Vakıf (YADA) iş birliği ile yürüttüğümüz bu çalışma ile Türkiye genelinde farklı siyasi, ideolojik, bölgesel ve sosyo-ekonomik çevrelerden kadınların siyasete dair algı ve deneyimlerini hem yerel hem makro siyaset boyutunda değerlendirmeyi, gündelik hayatta karar alma mekanizmalarına katılımlarını, öne çıkan sorun alanlarını ve geleceğe dair beklentilerini analiz etmeyi hedefliyoruz. Bu kapsamda nitel ve niceliksel yöntemleri bir arada kullandığımız bir araştırma metoduyla Türkiye temsiliyetini gözeten kapsamlı bir araştırma yürüttük.
Yapılan Görüşmeler ve Hedef Kitle
Araştırma kapsamında, çalışmanın metodunu ve analiz başlıklarını belirlemek üzere Temmuz 2018’de PODEM oftsinde bir uzman çalıştayı gerçekleştirdik. Bu çalıştayın ardından nitel ve niceliksel olmak üzere kapsamlı iki ayrı saha çalışması için kullanılacak soru formlarını görüşmeci kategorilerini Yaşama Dair Vakıf’la (YADA) birlikte tasarlayıp yürüttük. Araştırma kapsamında, Türkiye temsilini gözettiğimiz yaklaşık 2800 civarı bir örneklemle, birebir görüşmeyle yürütülen bir anket çalışmasıyla Kasım(2018) – Şubat(2019) ayları arasında kapsamlı bir kamuoyu araştırması gerçekleştirdik. Kamuoyu anketinin yanı sıra, İstanbul’da farklı siyasi ve sosyo- ekonomik kesimlerden 90 kadınla yarı yapılandırılmış derinlemesine mülakatlar gerçekleştirdik, mülakatlarda ayrıca bilişsel haritalandırma metodunu kullandık.
Araştırma raporunun 2019 yılı Nisan ayında İstanbul’da yapılacak bir toplantıda kamuoyuyla paylaşmayı planlıyoruz.
Derinlemesine Görüşmelerden Çıkan Ön Bulgular
- Kadınlar arasında siyaset kavramı çoğunlukla “güvensizlik, yalan, adaletsizlik, karmaşa, korku, kavga, çatışma” gibi olumsuz kavramlarla ilişkilendiriliyor.
- Görüşmeciler arasında siyasetin toplumun taleplerine değer vermediği, fikirlerinin önemsenmediği, siyasetin önceliğinin siyasetçilerin kendi çıkarları olduğu görüşü hakim.
- Geçmiş dönemlerle karşılaştırıldığında, Türkiye’deki siyasetin bugün toplum için daha ulaşılabilir olduğu belirtiliyor; Türkiye yakın dönem tarihinde siyasetin bir grup elit tarafından yönetilip değerlendirildiği, şimdi ise siyasetin mahalle seviyesinde bile görünür ve ulaşılabilir olduğu belirtiliyor.
- Görüşmeciler kadınların siyasette temsiliyetinin yetersiz olduğunu ve var olan kadın siyasetçilerin de kadınların taleplerini temsil etmediklerini düşünüyorlar.
- Siyasetin gündelik hayata etkisi konusunda görüşmeciler arasında farkındalık düzeyinin yüksek olduğunu Kadınlar hem mekânsal hem de sosyal ilişkiler bağlamında siyasetin etkisini gündelik hayatlarında hissediyorlar.
- Yerel yönetimler konusunda ise, yerel ve merkezi siyaset arasındaki ilişkinin yereldeki dinamikleri olması gerektiğinden çok daha fazla belirlediği konusunda hemftkirler. Yerelin, merkezin siyasi söylemlerinden ayrışması ve yerel özelinde taleplere odaklanması gerektiği görüşü hakim.
- Görüştüğümüz kişilerin neredeyse tamamı Türkiye’deki ekonomik gidişatın olumsuz olduğunu ve ekonomik zorlukların gündelik hayatlarını etkilediğini düşünüyor. Ekonomik gidişatta yaşanan sıkıntılar (1) iç ve dış siyasette yaşanan gelişmeler; (2) yerel üretim eksikliği ve dışa bağımlılık ile (3) Türkiye’nin dış borçları gibi faktörlere bağlanıyor. Bunlar arasında dışa bağımlılığın azaltılması ve yerel üretimin arttırılması (çiftçilerin desteklenmesi) gibi siyasi aktörlerin çabasına yönelik bir beklenti ve yeni politika çözümlerinin ekonominin seyrini olumlu yönde etkileyeceğine ilişkin bir algı mevcut.
- Gelecek beklentilerindeki nispeten öne çıkan “bireyci” yaklaşım, geleceğe dair kaygılar dile getirilirken daha çok toplumsal odaklı bir yön kazanıyor. Bu doğrultuda, görüşmecilerin gelecek kaygılarını (1) ülkede istikrarın temini; (2) siyasi gidişatın nasıl ilerleyeceği; (3) güvenlik ve savaş kaygısı; (4) temel hak ve özgürlüklerin korunması ile (5) maddi güçlükler başlıkları altında toplamak mümkün.
Göç Çalışmaları
Türkiye’deki Suriyeli Toplumun Hukuki ve Toplumsal Uyum Süreci
Projenin Amacı
Raoul Wallenberg Enstitüsü’nün desteğiyle Nisan 2017 – Ocak 2018 ayları arasında mülteci hakları alanında bir araştırma projesi yürüttük. Bu çalışmayla, Türkiye’de yaşayan Suriyeli toplumun toplumsal uyum sürecinde gerekli hukuksal zeminin sağlanmasına yönelik yapısal düzenlemelere katkıda bulunmayı amaçladık.
Araştırma kapsamında, Eylül – Aralık 2017 aylarında İstanbul ve Gaziantep’te Suriyelilerle derinlemesine mülakatlar gerçekleştirdik.Ayrıca, İstanbul ve Gaziantep’te sivil toplumu da kapsayan farklı profesyonel alanlardan Suriyeliler ve ilgili kurumlardan yetkililerin katıldığı iki çalıştay düzenledik. Türkiye özelinde bugüne kadar Suriyeli topluma yönelik hangi hukuki adımların atıldığı ve gerekli yapısal ve hukuksal düzenlemelerin belirlenip, bu ihtiyaçlar çerçevesinde politika önerilerinin sunulmasını hedefledik. Araştırma sonuçlarının tartışıldığı çalışma raporunu Mayıs 2018’de kamuoyuyla paylaştık.
Proje Çıktıları
RAPOR
“The Syrian Community in Turkey: Perspectives, Prospects, and Policies”
(Türkiye’deki Suriyeli Toplum: Algılar, Beklentiler ve Politikalar)
Yazar: Fulya Memişoğlu
Yayın dili: İngilizce
Araştırma sonunda hazırlanan rapor ile, bugüne kadar toplumsal uyuma yönelik atılan yapısal ve hukuki adımların Suriyeli toplum tarafından nasıl karşılandığına ve mevcut politikaların geliştirilmesine yönelik hangi alanlarda çalışmalar yapılabileceğine dair bir analiz sunduk. Raporumuz, ayrıca Türkiye’nin insani yardım ve göç politikalarını detaylı bir şekilde resmedip Türkiye’deki Suriyeli sığınmacıların hukuki statüsüne ilişkin arka plan bilgisi sunuyor.
Öne Çıkan Noktalar
- Etkili bir toplumsal uyum sürecinin sağlanmasında yerel ve Suriyeli sivil toplum kuruluşları ile kamu- sivil toplum arasındaki işbirliğinin güçlendirilmesinin önümüzdeki dönemde üzerinde durulması gereken alanlardan biri olarak öne çıkıyor.
- İstanbul ve Gaziantep’teki Suriyeli ve yerel sivil toplum aktörleri, sivil toplum kanalıyla bir araya gelerek daha etkin iletişim kurabildiklerini ve bilgi paylaşımında bulunabildiklerini belirtiyorlar.
- Yerel yönetimlerin mahalli bölgelerde Suriyelilerin ihtiyaçlarının karşılanmasında rol üstlenmesi gerektiği, sivil toplumun da yerel birimlere bu noktada katkıda bulunabileceği vurgulanıyor.
- Yerel halkın Suriyelilere ilişkin tutumunun önemine dikkat çekilerek başarılı bir uyum sürecinin Suriyeliler ve yerel halk arasındaki iletişimin artırılmasına bağlı olduğu belirtiliyor.
2019-2020 Çalışma Programı
ORTA DOĞU VE KUZEY AFRİKA ÇALIŞMALARI
Avrupa Birliği’nin Akdeniz ve Orta Doğu Politikalarının Değerlendirilmesi (MEDRESET)
2019 Çalışma Programımız dahilinde MEDRESET Projesinin ftnal raporlarına ve etkinliklerine katkı sunmaya devam edeceğiz. Araştırma projesinin ftnal toplantıları 2019 Mart ayında Brüksel’de AB Komisyonu yetkililerinin ve hem MENA bölgesi hem de Avrupa’dan uzmanların davet edileceği geniş katılımlı bir konferans ve değerlendirme toplantısını kapsıyor. Bunun yanı sıra PODEM olarak saha araştırmasını yürüttüğümüz ve ülke bazlı yazdığımız raporların derleneceği kitabın kamuoyuyla paylaşımı ve ilgili politika yapıcılara ulaşmasına yönelik çalışmalarımızı gerçekleştirmeyi hedefliyoruz. Projenin 2019 yaz döneminde tamamlanması bekleniyor.
Orta Doğu ve Kuzey Afrika Bölgesindeki Değişimlerin Haritalandırılması, Bölgesel Düzen ve Yerel Dönüşümler (MENARA)
MENARA Projesi’nin ftnal raporları ve etkinliklerine yönelik çalışmalarımızı 2019 yılının ilk çeyreğinde tamamlamayı hedefliyoruz. Projenin ftnal toplantısı, MEDRESET Projesi’nin yukarıda bahsedilen etkinlikleriyle eş zamanlı gerçekleştirilmesi hedefleniyor.
Yılın ilk çeyreğinde ayrıca MENA bölgesel dinamiklerini mercek altına alan raporların özet analizini sunan ve doğrudan AB Komisyonu tarafından yayınlanan bir rapor ve Türkiye’deki göç yönetimine ilişkin kısa ek bir rapor proje çalışma takvimimizde yer alıyor. 2019 yılında bu proje kapsamında hazırlanan raporların kamuoyuyla aktif paylaşımını planlıyoruz. Projenin 2019 bahar döneminde tamamlanması bekleniyor.
Toplumsal Diyalog ve Bölgesel Eşitsizlikler
İş Çevrelerinin Toplumsal Diyalog ve Bölgesel Kalkınmaya Katkısı
Bu çalışma alanında Türkiye’den iş çevrelerinin katılımıyla Ankara’da siyasa yapıcıların da katılacağı bir toplantı düzenlenmeyi amaçlıyoruz. Son dönemlerde iç – dış politikanın ve bölgesel güvenlik tehditlerinin, Türkiye’nin genel ekonomik performansına, refahına, yatırım ortamına, kalkınma faktörlerine etkisini ilgili bürokrat ve siyasetçiler ve iş dünyasından isimlerle tartışmayı hedefliyoruz. Toplantıda proje süresince yapılan çalışmalardan öne çıkan bulguları paylaşmayı ve önümüzdeki dönemde kamu-sivil toplum- özel sektör işbirliğinde yapılabileceklere dair bir tartışma ortamı yaratmayı hedefliyoruz.
İş Dünyası Aktörlerinin Türkiye’deki Sosyoekonomik Direncin Güçlendirilmesinde ve Demokratikleşme Çalışmalarında Oynayabileceği Roller
2019 yılında planlanan projeler arasında Berghof Vakfı iş birliğiyle sürdürmeyi öngördüğümüz iş dünyasından aktörlerin Türkiye’deki sosyoekonomik direncin güçlendirilmesi ve demokratikleşme çalışmalarındaki rolüne dair çalışmalar yer alıyor. Önceki proje dönemlerinde yakın çalışma ilişkisi kurduğumuz iş dünyasından paydaşların aktif katılımıyla (a) kamu-özel sektör işbirliği ve (b) yerel değerler üzerinden doğu-batı bölgelerden iş çevreleri ve sivil toplum aktörlerini bir araya getirmeyi hedefleyen çalışmalar yapmayı ve bu süreci destekleyici siyasi ve ekonomi alanında analiz raporları hazırlamayı planlıyoruz.
GENÇLİK ÇALIŞMALARI
Avrupa ve Türkiye’deki Gençlerin Toplumsal ve Siyasi Değerlere Yönelik Algı ve Tutumlarının Karşılaştırmalı Analizi
2019’da başlamayı planladığımız çalışma ile Türkiye ve AB ülkelerinden üniversite seviyesindeki gençlerin siyasi ve toplumsal değişimlere bağlı olarak değer yargılarının nasıl şekillendiğini ve demokrasi; insan hakları ve hoşgörü gibi temel toplumsal değerlere bakış açılarını karşılaştırmalı bir perspektif üzerinden anlamayı amaçlıyoruz. Türkiye ile Almanya, Hollanda ve Belçika gibi AB ülkelerinde kapsamlı bir saha araştırması ve karşılaştırmalı analizlerle gerçekleştireceğimiz çalışma, aynı zamanda gençlerin siyasi eğilimlerini, Türkiye-AB ilişkisine bakışlarını ve gelecek beklentilerini mercek altına almayı hedefliyor. Araştırma sonucunda AB-Türkiye ilişkilerinin geliştirilmesinde gençlik politikaları ve sivil toplumun bu alanlardaki rolünün artırılmasına katkıda bulunmayı hedefliyoruz.
TOPLUMSAL ALGI ÇALIŞMALARI
Devlet & Toplum & Siyaset Araştırması
Bu araştırma ile Türkiye’de son dönemdeki makro siyaset alanında yaşanan gelişmelerin toplumsal zemine yansımasını analiz etmek, toplumun farklı kesimlerinin benimsediği siyasi ve kültürel normları, hayat tarzlarını, siyasi değerlendirmelerini açığa çıkarmak ve uzun yıllardır devam eden siyasi/sınıfsal kutuplaşmanın bugün hangi dinamikler üzerine kurulduğunu değerlendirmeyi hedefliyoruz. Bu kapsamda toplum ve siyaset dinamiklerini geniş bir çerçeveden analiz ederek siyaset yapıcı ve karar vericilere politika önerileri sunarak Türkiye demokrasisinin güçlendirilmesi ve siyasi kutuplaşmanın giderilmesine katkıda bulunmayı amaçlamaktayız. Türkiye genelinde nitel ve niceliksel yöntemlerle yürütülmesi hedeflenen çalışmaya 2019 yılı içerisinde başlamayı planlıyoruz.
TÜRKİYE VE AVRUPA
Türkiye-Avrupa Birliği-Almanya Ortak Zemin ve Diyalog Toplantısı, Berlin
Berghof Vakfı’yla yürüttüğümüz “Türkiye-Avrupa Birliği Ortak Zemin” toplantılarının devamı niteliğinde Mart 2019’da, Berlin’de Türkiye, Avrupa Birliği ve Almanya’dan bürokrasi ve sivil toplum çevrelerinin geniş katılımını sağlayacağımız bir toplantı düzenlemeyi planlıyoruz. Toplantıya Türkiye ve Almanya’dan hükümet temsilcileri, üst düzey bürokratlar, sivil toplum temsilcileri ve akademisyenler ile Avrupa Birliği’nden üst düzey yetkililerin katılması planlanıyor. Türkiye’nin iç ve dış politika alanlarında son dönemde yaşanan gelişmelerin ilgili uzmanlar tarafından değerlendirileceği, AB-Türkiye- Almanya ilişkilerine ve Orta Doğu’daki gelişmelere odaklanılacak toplantıda çok yönlü bir tartışma ve diyalog ortamının geliştirilmesini amaçlıyoruz.
Türkiye’de İstikrar ve Demokrasi Çalışmaları Kapsamında Üst Düzey Siyasi Diyalog Toplantıları
Berghof Vakfı ile işbirliğinde 2017 yılından itibaren yürütülen Türkiye – Avrupa Birliği Diyalog toplantılarının devamı niteliğinde planlanan proje çalışmasında, ulusal ve uluslararası düzlemde siyasi ve sosyal aktörlerin katılacağı çok paydaşlı toplantı serileri düzenlemeyi planlıyoruz. Ulusal düzlemde Türkiye içi meselelere ve Türkiye-Almanya arasındaki ikili ilişkilere odaklanacak toplantılarda, uluslararası düzlemde AB-Türkiye ilişkilerinin ilgili bürokrat, siyasetçi ve uzmanlar tarafından değerlendirilmesini hedefliyoruz. Toplantılarda güncel uluslararası ve iç meseleler doğrultusunda yürütülen politikaların yapıcı yönde tartışılabileceği bir ortam yaratmayı ve bu tartışmaları destekleyici analiz raporları hazırlamayı amaçlıyoruz.
Avrupa’da Çalıştay Serisi
2019 yılında Paris, Londra, Brüksel ve Berlin’de, Türkiye’nin son dönemde gerçekleştirdiği hukuki ve yargısal dönüşümüne dair bilgilendirici sunumların yapılacağı, Türkiye’nin önümüzdeki dönemde özellikle hukuk ve yargı reformu alanlarında atmayı hedeflediği adımlara, vizyonuna ve ülkenin iç ve dış siyasetindeki yeni döneminin parametrelerine odaklanılacak çalıştay serisi düzenlemeyi hedefliyoruz. Bu çalıştaylarda Türkiye’yi Cumhurbaşkanlığı sistemine götüren toplumsal dinamiklere değinilmesinin yanı sıra Türkiye’nin iç ve dış siyasetinde son dönemde yaşanan kritik gelişmelerin ikili ilişkilere siyasi ve toplumsal açıdan olumlu ve olumsuz yansımalarının tartışılması amaçlanmaktadır.
SURİYE VE BÖLGESEL GELİŞMELER
Orta Doğu’da Önemi Artan bir Aktör olarak Türkiye: Bölgesel Diyalog Toplantıları
2019 yılında Berghof Vakfı ile devam etmeyi planladığımız proje çalışmalarında yeni bir alan olarak, Türkiye’nin Orta Doğu ve Suriye’deki bölge politikalarını analiz etmeyi, ilgili siyasi ve sivil aktörlerle bölgesel düzlemde diyalog toplantıları düzenlemeyi ve bölgede öne çıkan sorun alanlarını uzman görüşleri çerçevesinde değerlendirmeyi hedefliyoruz. Yuvarlak masa formatında düzenleyeceğimiz toplantı serilerinden analiz/görüş yazıları hazırlamayı ve ilgili toplumsal, siyasi aktörlerle ve kamuoyuyla paylaşmayı planlıyoruz.
Dış Politika Çalıştay Serisi
İstanbul ve Ankara’da, küresel ve bölgesel gelişmelere ve söz konusu gelişmelerin Türkiye’ye etkilerine odaklanan uzman, analist ve akademisyenlerin katılacağı kapsamlı bir çalıştay serisi gerçekleştirmeyi planlıyoruz. Çalıştaylarda Türkiye-Avrupa ve Türkiye-Orta Doğu başlıkları altında tematik konu alanları çerçevesinde (ekonomi, ticaret, güvenlik, göç vb. ) yerel, bölgesel ve küresel siyaset analizlerinin yapılmasını ve tartışılmasını hedefliyoruz. Çalıştaylarda ilgili üst düzey bürokratik çevreler, ülke ve uluslararası organizasyon temsilcileri, kıdemli uzmanlar ve akademisyenleri bir araya getirmeyi ve toplantılardan analiz raporları hazırlamayı planlıyoruz.
Türkiye’de yürütmeyi planladığımız bu çalıştay serisi ile siyasi alanda yürütülen diyalog ortamının sivil toplumdaki tartışmalarla desteklenmesi, siyaset alanının sivil toplum perspektifiyle genişletilmesi ve toplantılarda öne çıkan başlıklardan hazırlanan analiz raporlarının, kamuoyu ve ilgili sosyal, siyasi aktörlerle paylaşılmasını hedefliyoruz.
YARGI, ADALET VE HUKUK ÇALIŞMALARI
Toplumsal ve Siyasi Zeminde Adalete Erişimden Beklentiler
Türkiye, 2017’de gerçekleştirilen anayasa değişikliği referandumuyla Cumhurbaşkanlığı hükümet sistemine resmi olarak geçmiş ve yeni hükümet sistemi özellikle kamu yönetimi alanında önemli değişiklikleri beraberinde getirmiştir. Yeni dönemde adalete erişimin güçlendirilmesi, hak ve özgürlüklerin korunup geliştirilmesi, yargı, hukuk ve sistem reformu konuları hakkında Cumhurbaşkanlığı’na bağlı Hukuk Politikaları Kurulu’nun yoğun katılımıyla analiz ve politika önerileri raporları hazırlamayı hedefliyoruz. Bu çalışmayla, yeni hükümet sistemiyle hayata geçirilecek yargı, hukuk ve sistem reformu süreçlerini sivil toplum katılımıyla güçlendirmeyi ve adalete erişim mekanizmalarının günümüz ihtiyaç ve beklentileri doğrultusunda şekillendirilmesine katkı sunmayı amaçlamaktayız.
Bu çalışmada adalete erişim kavramını, hukuk sisteminde yaşanan sorunlara ve teknik tartışmalara ek olarak bireylerin adalet arayışında var olan tüm yapısal, toplumsal, kültürel, siyasi ve ekonomik engellerle birlikte ele almayı hedefliyoruz. Bu kapsamda, adalete erişim olgusunun, sosyal devlet literatürü çerçevesinden değerlendirilmesini ve bütüncül bir yaklaşımla ilgili sivil toplum ve siyasa yapıcı aktörleri bir araya getirerek konunun çok boyutlu bir şekilde irdelenmesini amaçlıyoruz. Uzman toplantıları ve saha çalışmalarıyla desteklenecek proje dahilinde tematik alt başlıklarda hazırlayacağımız araştırma raporları ve politika önerilerini ilgili sosyal, siyasi aktörlerle ve kamuoyuyla paylaşmayı hedefliyoruz.
GÖÇ ÇALIŞMALARI
Mülteci Hakları Ağı Projesi
Suriye krizi, ülke içerisinde yaşanmakta olan savaşın ve dramın boyutu ve Türkiye’nin birinci derecede etkilenen ülkelerin başında gelmesi nedeni ile ayrı bir çalışma alanı olarak ele alınacaktır. PODEM bünyesinde yapılacak çalışmalar ile Suriyeli nüfusun Türkiye’ye uyumu, yerelde Türkiyeli ve Suriyeli aktörlerin bir araya getirilmesi, karşılıklı taleplerin birinci ağızlardan dile getirilmesi ve ortak çözüm önerilerinin oluşmasına katkı sunulması amaçlanmaktadır. Bu alanda hem yerel yönetim aktörlerine odaklanan çalışmaların, hem de Türkiyeli toplumlardaki göç algısını araştırmayı hedefleyen çalışmaların önceliklendirilmesi planlanmaktadır.
Yürütmeyi planladığımız Mülteci Hakları Ağı projesiyle Türkiye’deki mültecilerin sivil ve sosyo-ekonomik haklarının geliştirilmesi üzerine çalışan sivil toplum kuruluşlarını, ilgili platformları ve yerel/merkezi yönetim birimlerini bilgi ve deneyim paylaşımı odaklı çalışmalarda bir araya getirerek bu alanda işbirliği ve karar alma süreçlerine katılımın artırılmasını hedefliyoruz. Diyalog toplantıları ve kapsamlı saha araştırmalarını kapsayacak proje dahilinde özellikle STK ve uzman kuruluşların (hem yerel hem de mülteci gruplar tarafından yürütülen) aktif olarak yararlanabileceği çok dilli (Türkçe-Arapça-İngilizce) bir online platform kurmayı ve bu alanda çalışan uzmanların tek bir çatı altında bilgi ve deneyim paylaşımını artırmalarını amaçlamaktayız.